http://www.cigdemdemirogluyakut.com.tr/wp-content/uploads/2024/03/green-leaves-nature-background-wallpaper_53876-102417-rotated-e1709623440598.jpg

Plastik cerrahide son 10 yılda belki de en büyük gelişme, yağ enjeksiyonu uygulamalarıdır. Karın, uyluk veya kalçadan liposuction ile alınan yağ dokularının, enjekte edildiği bölgelerde kalıcı olabildiğinin gösterilmesi ile beraber bu konudaki çalışmalar hızla arttı. Enjekte edilen yağ dokusunun kalıcılığını arttırmak için farklı teknikler tanımlandı.

Peki yağ enjeksiyonunu hangi bölgelere uygulayabiliyoruz? Yağ dokusu eksikliği yani hacim eksikliği olan her bölgeye uygulayabiliyoruz. Başlıca uyguladığımız bölgeler yüzde yanak, çene, dudaklar, şakak, alın, göz kapakları, kaş altı bölgeleridir. Memede çok zayıf, yağ dokusu az hastalarda meme büyütme amaçlı silikon protezi ile beraber kullanılabilmekte ve daha doğal bir görünüm sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda meme kanseri nedeniyle mastektomi olmuş, radyoterapi almış hastalarda silikon protez konulmasından önce veya eş zamanlı olarak deri kalitesini artırmak ve daha başarılı bir meme onarımı yapmak için kullanılabilmektedir. El sırtı, popo, bacak içi de yağ enjeksiyonunun sık uygulandığı bölgelerdir. Yüz veya vücuttaki yanık veya herhangi bir travma nedeniyle çökük iyileşmiş yara izlerinde kullanılarak iz belirginliği azaltılabilmektedir.

Yüz bölgesi yağ enjeksiyonu uygulamalarını biraz daha ayrıntılandıralım. Yüzümüze hacim veren yağ yastıkçıları, yaşlanmakla beraber erimeye başlar. Özellikle yüzün orta bölümüne dolgunluk veren yağ yastıkçılarının erimesi sonucu yüzün orta kısmı boşalır, alt göz kapağındaki gözyaşı oluğu ve nasolabial oluklar (burun kenarından ağız köşelerine doğru uzanan oluk) derinleşir. Bazen de yaşlanma dışında hızlı kilo verme ve bazı hastalıklar sebebiyle de yüzde hacim azalması oluşabilir. Bu durum yorgun ve yaşlı bir görünüme neden olur. Yağ enjeksiyonu ile orta yüzdeki hacim eksiklğinin giderilmesi, daha genç bir görünüme ulaşmayı sağlar. Yüzde genel bir hacim eksikliği olmasa da doğumsal olarak yüz profilinde alın veya çene geride olabilir. Bu bölgelerin yağ enjeksiyonu ile hacimlerinin artırılması daha güzel bir profile ulaşmayı sağlar.

Yağ enjeksiyonu, uygulama bölgesine ve eş zamanlı başka bir operasyon yapılıp yapılmayacağına göre genel anestezi altında, sedasyon altında veya lokal anestezi altında uygulanabilmektedir.

Karın, uyluk, kalça, bel gibi yağ dokusu fazla olan bölgelere küçük bir giriş deliğinden girilerek özel kanüllerle yağ dokusu çekilir. Yağ dokusu çekilirken liposuction işleminden farklı olarak yağ dokusunu hasarlamamak için düşük negatif basınç kullanılır. Elde edilen yağ dokusu özel işleme tabi tutulduktan sonra verilmek istenen bölgeye özel enjektörlerle katman katman enjekte edilir. Enjeksiyon çok küçük noktalardan yapıldığı için enjeksiyon yerinde herhangi bir iz kalmaz. Bir bölgeye çok fazla miktarda yağ dokusu enjekte edilmesi bu yağın hepsinin erimesine neden olacaktır. Bu nedenle enjeksiyon tekniği çok önemlidir.

Enjekte edilen bölgede birkaç gün süren hafif şişlik morluk olabilir. Yine yağ alınan bölgede morluklar olabilir. Enjekte edilen yağın ne kadar kalıcı olacağı en önemli sorudur. Uygulama yapılan bölgeye göre değişmekle beraber konulan yağın %40-50’sinin kalıcı olacağı söylenebilir. Yanak, meme gibi hareketli olmayan bölgelerde kalıcılığı daha yüksekken; dudak ve ağız çevresi gibi hareketli bölgelerde kalıcılığı daha düşüktür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Whatsapp'tan Yazın
Merhaba👋
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?